“Kanserin en temel sebebi, vücudun normal hücrelerinin yaptığı oksijenli solunumun oksijensiz (anaerobik) solunumla yer değiştirmesidir.” (Otto Warburg)
1931 yılında, tıp alanında Nobel ödülü alan Otto Warburg bir kanser hücresinin metabolizmasını özetledi. Warburg, kanser hücresi birdenbire anaerobik (oksijensiz) solunum yapmaya başladığını ve metabolize edilmek için aşırı miktarda şekere gereksinim duyduğunu ifade etti.
İnsan kanının ph’ı 7.34-7.45, Tükürük 6.5-7.4, İdrar 5-8 arasındadır.
Kanser ’in en önemli sebeplerinden biri TOKSİN (zehir) ’lerdir. Bunların en başında Trans yağlar (margarinler) gelmektedir. Günlük hayatta maruz kaldığımız radyasyon (mikrodalgalar, cep telefonları, baz istasyonları, kablosuz ağlar, fön makineleri, elektronik cihazlar) da eklenince metabolizmamız kanser oluşumuna uygun hale gelmektedir. Ph ’ımız asidik olmaya başlar ve hücre yapımız bozulur. Kanser ancak asidik bir ortamda gelişebilir. Bunun tam tersine, dengeli alkali (bazik) ortamlarda yaşayamaz.
Hücre zarımız omega-3’ten zengin besinlerle keten tohumu, keten yağı, balık (somon, uskumru, sardalya, hamsi, alabalık) chia tohumu, ceviz, avakado beslendiği zaman, hücre zarımız elektrik dengesini bulur. Tam ve sağlıklı çalışır.
Trans yağlar, hücre zarının elektrik yapısını bozarak, oksijensiz (anaerop) solunumu tetikler. Kanserle ilgili alternatif tedavi yöntemlerinin paylaşıldığı;
http://www.mnwelldir.org/ sitesinde daha detaylı bilgi bulabilirsiniz.